Baştan söyleyeyim Murat Başekim’in kitaplarını çok beğeniyorum. Ve bu kitapla beğenim katlandı diyebilirim. Bundan önce hep hikayelerini okumuştum. Romanı da aynı seviyede başarılı olacak mı dedim ama yüzümü kara çıkartmadı.
Kategori: kitap tavsiyesi
Sonsuzluğun Sonu
Vakıf dizisindeki kitaplardan sonra, ki onu da daha bitiremedim, okuduğum ilk Asimov bu oldu. Tabii bunda senelerdir düzgün bir Asimov kitabı basılmamış olmasının da etkisi var.
İsa’yı Beklemek
Bu kitap Levent Şenyürek’ten okuduğum üçüncü kitap. Okunmayı bekleyen bir de Cennetin Kalıntıları isimli bir kitabı var.
Alacagöl Efsanesi
Levent Şenyürek’i Çıldırtan Kitap ile tanıdım ve sevdim. Idefix’teki kampanyayı fırsat bilip 3 kitabını birden aldım. İlk kitap Alacagöl Efsanesi.
Ölümsüz

Büyücüler Deresi

Üç Cisim Problemi
Çooook uzun bir aradan sonra tekrar merhaba.
Döndükten sonraki ilk yazımı son dönemlerde tüm dikkatleri üzerine çeken bir kitaba ayırayım dedim; Üç Cisim Problemi
Nebula ve Locus adayı olmuş, bir de Hugo’yu kazanmış. Beklentiyi yükseltmeye yetiyor da artıyor bile.
Genel olarak kitabı beğendim diyebilirim. 3 kitaptan oluşan bir seriymiş. Her ne kadar seri kitaplardan çok sıkıldıysam da bir kere başlayınca devamını getirmek zorunda hissediyorum. Umarım yakın zamanda diğer iki kitabı da yayımlarlar.
Hikayenin başında Ye Wenjei isimli kızı Çin’de kültür devrimi sırasında babasına işkence yapılmasını seyrederken görüyoruz. Bu kızın üzerinde müthiş bir travma yaratıyor. Babasının ölümünden sonra Çin’in ücra bir yerine sürülüyor ve orada da hayattan birkaç tokat daha yiyor. Sonrasında kaderin bir cilvesi ile kendini çok gizli bir devlet projesinin ortasında buluyor. Devamında diğer karakter olan Wang Miao’ya geçiyoruz. Kendisi nanoteknoloji alanında çalışan bir bilim adamı. O da birden kendisini çok gizli bir hükümet toplantısında buluyor. Adı açıklanmayan bir düşman var ve tüm dünyadaki devletlerin bunlara karşı birleştiğini görüyoruz. Bu noktada içinizden “uzaylılar” dediğinizi duyar gibi oldum. Hikaye Wang’i 3 cisim problemi isimli sanal bir oyuna sürüklüyor. Açıkçası benim kitapta en çok sevdiğim bölümler bunlar oldu. Oyun nereye varacak acaba diye diye heyecanla takip ettim. Hatta gece 2’ye kadar okudum diyebilirim. Ama oyun bölümü açıklığa kavuşunca kitaba duyduğum o aşırı okuma isteği azaldı.
İlerleyen bölümleri anlatmayacağım ama hikayenin güzel bir şekilde ilerlediğini söyleyebilirim. Ye Wenjei ve Wang’ın bir noktada tekrar karşılaştığını da ekleyeyim.
Fizik ve bilim kısmı, her ne kadar bir kısmını anlamasam da, bana etkileyici geldi. Sadece bir noktada bilgisiyle bizi dövmüş diyebilirim onu da aşağıda uyarılarla birlikte açıkladım.
Gelelim beğenmediğim noktalara:
İlki karakterler. Hepsi çok yapay. Karikatür gibiler. Sadece Ye Wenjie karakteri biraz daha başarılı. Bunun sebebi ise geçmişinin detaylı olarak anlatılması. Böylece onun kitap boyunca yaptıklarına bir anlam verebiliyorsunuz. Onun dışında dikkat çeken bir diğer karakter de çatlak bir profil çizen polis Da Shi. Yazarı çok da suçlamıyorum aslında, bazı kitaplar hikayeyi hikaye üzerinden anlatır bazıları da karakterleri merkeze koyarak hikayeyi anlatır. Bu 1. türden bir kitap.
Diğer bir nokta da kitabın sonundaki 0-1-2-3 vb boyutlara dair yapılan açıklamalar. Temel fizik bilgim var ama anlatılanların çoğunu anlamadım. Bir noktadan sonra takibi bırakıp, bla bla evet bla bla evet, diye diye o bölümleri okudum geçtim. İtiraf ediyorum çok sıkıldım. 🙂
Kitabı okumadıysanız bu noktadan sonrasına bakmayın.
Karakterlerin saçmalığının diğer örneği ise intihar eden bilim adamları. Evet birçok fizikçi veya matematikçi hayatını bilime adıyor ama bilimsel yasalar çalışmıyor veya bildiğim bütün fizik yanlışmış diye birisinin intihar edeceğini düşünmek bana çok saçma geliyor. Olayı dramatize etmek için kullanılan bir hikaye öğesi olmuş bu durum.
Bir de 3 Cisim problemi oyununu çözen insanların sadece 2 kez bir araya gelip sonrasında hemen uzaylı tarikatı müridi olmaları da gayet saçma olmuş.
Artık bakabilirsiniz.
Son söz; ilginç bir hikayesi olduğunu söyleyebilirim ama karakter derinliği yönünden zayıf kalıyor. Yine de okumanızı tavsiye ederim.
Kitap İnceleme: Ötekiler Arasında
En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim:
Ben bu kitabı sevmedim.
3 günlük şehir dışı seyahatim sırasında okudum bu kitabı. Özellikle bunu seçmiştim çünkü hem ödüllüydü hem de herkes tarafından övülüyordu ve tavsiye ediliyordu. Uçak yolculuğu yapacaksam özellikle neşeli kitapları seçiyorum çünkü uçaktan korkuyorum. Bu yüzden uçak yolculuklarımın yegane yazarı Terry Pratchett’tır. Onun yarattığı evren her daim beni gülümsetiyor. Yolculuk sırasında eşime komik bulduğum kısımları okuyup onun da gülmesini beklerim ama henüz güldüğü olmadı. 🙂 Pratchett konusunda aynı espri düzleminde değiliz sanırım.
Bu kitaba dönersek kısaca: 15 yaşında ve perileri gören bir kızın sayıklamaları.
Kitabın bir yere kadarını kardeşinin ölümünden dolayı travma yaşayıp halüsinasyon gören veya şizofren olduğu için perileri görebildiğini sanan bir kızın günlüğü olarak rahatça okuyabilirsiniz. Spoiler: “Halalarının da cadı çıkması ile iyice hasta olduğuna kanaat getirmiştim.” Spoiler
Seti ve İhsan Tatari (kitabın çevirmeni) gibi ben de ensest (çok kısa geçse de) muhabbetini anlamlandıramadım. Üstelik kızın bundan etkilenmemiş olmasına ise hiç inanamadım.
Sayfalarca akrabalarını anlatmasını sevmedim. Kitaba ne katkısı oldu? Hiç! Sayfa israfı bildiğin. Oraları okumadan atladım.
Baş karakter olan kızı sevmedim, zaten yazar tercihlerinde ve bakış açısında da birbirimize benzer çok az yanımız var. Ben de Le Guin’i severim ama Heinlein aşığı olmasını anlayamıyorum. PKD’yi sevmiyor sadece Yüksek Şatodaki Adam kitabının bir ara lafı geçiyor. Zelazny’yi de sevmem mesela ben.Tiptree ile ilgili bazı görüşlerine ise ayrıca uyuz oldum. Kitap kulübünden arkadaşım Göknur ile kitap üzerine konuşurken kızda sinirimi bozan asıl şeyin ne olduğunu ise Göknur’un “Ben her şeyi biliyorum havalarındaki ergen triplerini hiç sevmem.” demesi üzerine anladım.
Bir de ne hikmetse aşırı derecede başarılı bir kız. Bir aile ferdini kaybetmek büyük bir travmadır ama buna rağmen kızın derslerinde hiçbir kötüleşme olmuyor. Boşanma sürecinde bile çocukların nasıl etkilendiği düşünülürse kızın her derste (matematik hariç) başarılı olması ziyadesiyle saçma.
Bk ve fk severlerin kitapta ne bulduğunu çok iyi görebiliyorum; tüm bk ve fk severlerin bazen hissettiği gibi toplumdan farklı olma ve dışlanmışlık hislerini yansıtıyor (kitabın adı “ötekiler arasında”). Sırf bu dışlanmışlık yüzünden kahramanımız karass kurmak için büyü yapıyor zaten. Ayrıca okuduğu 150’den fazla kitaptan bahsediyor ve içlerinden birini illaki siz de okuduğunuzdan kendinize benzer birisini görüyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu kitabı lisede veya ortaokulda okusaydım eminim çok beğenirdim.
Bana tek faydası Triton’u ve Karanlığın Sol Eli’ni artık okumam gerektiğini hatırlatması oldu.
Naçizane bir liste
Son zamanlarda ” Ölmeden önce ..ması gereken x şey” diye başlayan pek çok kitap çıktı piyasaya. Eminim bunlardan en az biri sizin de gözünüze takılmıştır. Prensip olarak böyle listelerden hoşlanmam. Dışarıdan birinin bana bir şeyi dikte etmesi rahatsız edici geliyor. Çok zaman bu listedekilerle sizin beğendikleriniz de uyuşmaz zaten. Ancak bu tutumuma rağmen fantastik kurgu için başlangıç amacıyla bir liste hazırladım. Adı “ölmeden önce okumanız gereken fk kitapları” değil elbette. Fk okumak isteyenlere Fk’ya giriş niteliğinde bir liste bu. Kimseye de buna bağlı kalmazsanız iyi bir FK okuru olamazsınız demiyorum, demeye de hakkım yok zaten. Bu liste gayet öznel ve benim keyfime göre düzenlenmiştir. Oluştururken neleri dikkate aldın diye soracaksınız tabii ki. Bu fikir aklıma idefix’ten kitap alırken geldi denebilir, hatta direkt araklamışsın bile deseniz rahatsız olmam. :)) Orada oluşturulan FK okuma listesi gördüm. Başlangıç, ileri ve destek olmak üzere 3 bölüme ayrılmış ve popüler olan neredeyse tüm kitaplar listeye alınmış. Bense daha az ve birkaç farklı kitapla, sade ve çeşitli yazarları kapsayacak bir liste yapmaya çalıştım. Bazı yazarları ise sizin keşfetmeniz için dışarıda bıraktım. Bence kendine hitab eden bir yazarı keşfetme anı insana keyif veriyor.
Peki listeyi oluştururken nelere önem verdim? İlk dikkat ettiğim nokta kitapların türkçe çevirisinin bulunmasıydı. Artık pek çok kişi ingilizce biliyor ama bu kişilerin çoğu bir romanı okuduğunda tüm hatlarıyla kavrayacak seviyede ingilizceye sahip değil. Ben kendimi de bu kategoriye soktuğum için orijinaldense çevirileri tercih ediyorum. Biliyorum çevirilerde pek çok şey kaybolabiliyor ancak öbür türlü ben kitabın içine iyice dalamıyorum, dikkatim normalden çabuk dağılıyor. 2. nokta birkaçı hariç sadece okuduğum kitapları bu listeye aldım. Okumadan aldıklarımın ise gerçekten iyi referansları var diyelim. Bir kısmınız ama x kitap da çok güzeldir onu atlamışsınız diyebilir bunu yerinde buluyorum. Ama koymadığım birkaç seri kitapla ilgili açıklamaları aşağıda belirttim zaten. 3. nokta maliyet unsuru, açıkcası kitapların maliyetini göz önünde bulundurdum ve seri olmayan veya tek başına okunduğunda bile kopukluk yaratmayan kitaplara önem verdim. Burada amacım sadece fk’ya giriş niteliğinde iyi kitaplar önermek. Ne kadar daha harcayabileceğine okuyucu kendisi karar versin isterim. Liste herhangi bir beğeni sırasına göre düzenlenmemiştir. Kitapları rastgele sıraladım. Bazı kitaplardan sonra açıklamalara da yer verdim.
Ejderha Mızrağı Serisi – Margaret Weis&Tracy Hickman
Güz Alaca Karanlığının Ejderhaları
Kış Gecesi Ejderhaları
İlkbahar Şafağı Ejderhaları
Fantastik kurgunun daha hareketli tarafını mı yoksa alt okumaları daha bol olan tarafını mı seçeceğinizi belirleyecek olan seri budur. Ne demek istediğimi eğer araya başka şeyler girmezsa bir sonraki yazımda açıklayacağım.
Elenium Serisi – David Eddings
Elmas Taht
Yakut Şövalye
Safir Gül
Sparhawk’tan çok az kişinin nefret edeceğine inanıyorum. Merak ederseniz serinin devamı niteliğinde Tamuli isminde bir seri daha var. Onunla devam edebilirsiniz.
Yüzüklerin Efendisi – J.R.R. Tolkien
Hobbit
Yüzük Kardeşliği
İki kule
Kralın Dönüşü
Söyleyecek bir şeye gerek yok bence.
Yıldız Tozu – Neil Gaiman
Biraz peri masalı gibi gelebilir ama insanın içine umut doldurduğu kesin.
Yerdeniz Beşlemesi – Ursula K. Le Guin
Bu listede yer alan ancak benim okumadığım kitaplar arasında yer alıyor. Neden koyduğuma gelince, Le Guin’in diğer kitaplarını okumuş olmak bile yetti diyebilirim.
Bir Kıyamet Komedisi – Neil Gaiman & Terry Pratchett
Bu da aynı kategoride bir kitap, ama çok yakın bir arkadaşımdan iyi bir referans aldım diyelim.
Cthulhu’nun Çağrısı – H.P. Lovecraft
Biliyorum biraz eski ve korku türüne daha çok uyuyor. Ama koymadan edemedim.
Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana – Ray Bradbury
Çocukluğunuza gideceğinizi ve çocukluk korkularınızı hissedeceğinizi biliyorum.
Amerikan Tanrıları – Neil Gaiman
Tanrılarla yeniden tanışın.
Ejderhanın Gözleri – Stephen King
Flagg’e dikkat edin, böyle kötü adamla her zaman karşılaşamazsınız.
Mort – Terry Pratchett
Her ne kadar DiskDünya serisi içinde yer alsa da kendi başına bile güzel ve okunabiliyor. Kopukluk yaratmıyor. Terry Pratchett’ın esprili dilini diğer yazarlarda bulamazsınız.
Hayvan Çiftliği – George Orwell
Bunların dışında tavsiye etmek istediğim ancak liste dışı bıraktığım iki kitap var. Daha doğrusu bir tanesi öykü. Peter S. Beagle’ın Düş Dünyaları adlı kitapta yer alan Son Tekboynuz hikayesi gerçekten çok güzel ancak kitabın tamamını aynı şekilde beğendiğimi söyleyemeyeceğim için listeye koymadım. Diğer kitap ise aslında iki öyküden oluşuyor ama ana karakteri aynı. Lewis Caroll’ın Alice’inden bahsediyorum. Alice Harikalar Diyarında ve Alice Aynalar Ülkesinde, ki ikincisi Türkiyede pek bilinmez. Bunları listeye koymama sebebim ise çocuk kitabı olarak düşünüp burun kıvırma ihtimaliniz.:) Bu nedenle buraya ekledim onları.
Gelelim listeye koymadığım kitap serilerine. İlki Harry Potter ve bir sürü bilmemnesi. Bu tamamen nereden geldiğini bilmediğim kişisel bir gıcıklıktan kaynaklanmakta ve herhangi bir mantıklı sebebi yok. Bence gidin filmlerini seyredin daha iyi:) Drizzt Do Urden‘ın maceralarının yer almama sebebi, benim henüz okumamış olmam ki bu benim kendi kusurum. Zaman Çarkı serisinin yer alamama sebebi ise tamemen duygusal, 10 kitaba yaklaşan bu seri bütçeleri oldukça zorlayacaktır, bu nedenle başlangıç için iyi bir aday değil. Aynı sebepten dolayı Stephen King’den Kara Kule serisini de liste dışı bıraktım.
Henüz Türkçeye çevrilmemiş çok güzel kitaplar var. Bunlar geldikçe bu listeyi yenileyeceğimi tahmin ediyorum.